Bir yaz tatilini daha geride bıraktık. Okullar yeniden açılıyor. Okulla daha önce tanışmış olan çocuklarımız, -ilkokul, ortaokul, lise ve diğer eğitim süreçlerinde devam eden öğrencilerimiz- yeniden arkadaşlarına okuluna kavuşmanın heyecanı taşırken, ilk defa okulla tanışacak olan aile ve çocuklar, özellikle okul öncesi ve anaokulu öğrencileri bu süreçte ciddi anlamda stres yaşayabilirler. Çocuğumu hangi okula göndermeliyim? Oryantasyon süreci nasıl olacak? Çocuğum okula ya alışamazsa? Bakımıyla kim ilgilenecek? Yemek yer mi, aç kalır mı? Evde zor uyuyor ya da sallıyoruz, okulda nasıl uyutuyorsunuz öğretmenim?  Öğrenci velilerimizden bunlar gibi yüzlerce sorular duyuyoruz. Okullarda bununla ilgili atölyeler yapılır, rehberlik hizmetleri hazırlanır, çocukları hızlı kazanabilmek için oyuncaklar güncellenir, hijyen yeme içme düzen ve her konuda toplantılar yapılır. Aileler kadar okul yönetimi ve öğretmenler de çok heyecanlı ve streslidir. Bir eğitimci anne olarak uzun yıllardır deneyimlediğim şu ki; oryantasyon süreci çocuğun çevresi yetişme şekli yaşı sosyal ortamı karekteri bağlanma şekli ve okuldan önce aile ile ilgilidir.

Öncelikle yaptığınız seçime güvenmelisiniz. Okul öğretmen ya da gideceği ortamla ilgili olumsuz yorumlardan kaçınmalısınız. Siz ne kadar kaygısız mutlu bir şekilde okula giderseniz, çocuğunuz da o kadar mutlu okula gidecek. Sizlerin gözlerindeki güveni mutluluğu fark edeceklerdir. Bunu başardığınızda ilk büyük adımı atmış olacaksınız. Evden çıkmadan çocuğunuzun aklının evde kalmadığından emin olmalısınız. Örneğin; ayrılmadan önce açtığınız bir çizgi film, tablet bilgisayar, evde ayrılmakta zorlanacağı iyi vakit geçirdiği büyükanne, dede,  sevdiği başka biri, ya da o gün için önceden planladığınız konuştunuz çocuğun şahit olduğu bir konu onun aklını ve kalbini meşgul edecektir.

Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri de; çocuğunuzun hayatında büyük bir adım büyük bir değişiklik olacağından, aynı anda hayatında başka bir değişiklik olmadığına dikkat etmelisiniz. Taşınma yer değişikliği, bakıcı değişikliği, tuvalete eğitimine başlanması, bağımlı olduğu bir alışkanlığından daha yeni ayrılmış olması, ailede ölüm veya trajik bir olaya şahit olması ve bunu hissetmesi gibi süreçlerde, çocuğun alışması zordur. Önce problem çözülmeli sonra okula başlamalı.

Tuvalet eğitimine başlamadıysa, bu eğitim okulda olacaksa daha sonraya bırakılmalı. Öğretmenine güven duygusu geliştikten sonra, okul ve varsa okul psikoloğu ile iş birliği içinde tuvalet eğitimine başlanmalı.

Bir anaokulu kurucusu olarak, gözlemlediğim ve en çok zorlanılan konu ise, ilk günlerde okul öğretmenlerinin ve yöneticilerin çocukla ilgilenmek istemesi. Ancak, velilerin çok fazla zamanlı zamansız soru sorması, öğretmenlerin ve okul idarelerinin işlerini zorlaştırır. Çocuklarımızı ilk defa yabancı insanlara emanet ettiğimizde bizler de stres altında olabiliriz. Mümkünse referanslarını araştırın, tecrübelerine bakın. Seçtiğiniz okul bulunduğunuz bölgede ne kadar süredir var? Okulu yönetenler bu işi ne kadar biliyor, tecrübeleri var mı? Bunlardan eminseniz içiniz rahat bir şekilde çocuğunuzu okuluna bırakabilirsiniz, öğretmenlerinize güvenin. Merak etmeyin alışacak. Her çocuğun alışma süreci farklıdır. Bir haftada alışan olduğu gibi altı ay geçmesine rağmen hala okula ağlayarak giden çocuk da olabilir. Altında yatan sebebi araştırmak gerekir. Okul tek başına etken değildir. Çocukların genetik yatkınlıkları, bağlanma stilleri, akranları ile iletişim ve bilişsel becerileri, huyları, karakteristik özellikleri, aile yapısı, sosyal çevresi, yetişme ortamı farklılık göstermektedir. Bu sebeple her çocuğun adaptasyon süreci de farklı olacaktır.

Çocuklarınıza çok fazla okuldan bahsederseniz endişeye kapılabilir, strese girebilirler. Hiç bahsetmemek de  doğru olmaz. Stresini azaltmak için rolleri değişerek bu konuda oyunlar oynayabilirsiniz. Çocukların en çok korktuğu şeylerden bir tanesi, okula bırakıldığında, anne babanın kendilerini almayacağı düşüncesi ve terk edilme korkusudur. Çocuklar bilmediği şeylerden korkarlar.

Çocuk kendini en güvende hissettiği yerden yuvasından ayrılıp ilk defa günü farklı bir yerde geçirecekse, bu süreçte stres altındayken, kabızlık problemi ya da farklı şikayetleri de olabilir. İlk defa kalabalık ortama giriyor sosyalleşiyorsa, bağışıklığı ile ilgili bir çocuk doktorundan destek alabilirsiniz.

Çocuğunuza okulun güzel bir yer olduğunu, yeni arkadaşları olacağını, burada güzel oyunlar oynayacağını anlatabilirsiniz. Siz kaygılı olursanız çocuğunuz da kaygılı olacaktır. Okula alışma, oryantasyon sürecinde, mümkünse okulun bir yerinde ve yakınında bekleyebilirsiniz. İhtiyacı olduğunda orada olduğunuzu ve geleceğinizi söyleyebilirsiniz. Özellikle oryantasyon sürecinde, çocuğunuza sarılıp hoşça kal demeden ayrılmayın. Bu süreçte kararlı olmak ile onu terk eder gibi kaçıp gitmek aynı şey değil. Ağlaması normal. Tepkisini bir şekilde gösterecek, terk edilmediğini okulda da eğlendiğini fark etmeye başlayacak, öğretmene güven duygusu arttığında rahatlayacaktır.  Ödül ve ceza doğru olmasa da, okuldan alırken, aldıktan sonra minik sürprizler hazırlayabilirsiniz. Büyüdüğü için mutlu olduğunuzu, kendisi ile ne kadar çok gurur duyduğunuzu, okulda yapmış olduğu etkinliklerden haberdar olduğunuzu ve bununla ne kadar mutlu olduğunuzu anlatabilirsiniz. Çocuğunuzun motivasyonunu artıracaktır.

Her şeyi yaptınız. Birkaç hafta geçti ve hala çocuğunuz aynı tepkilerle okula direniyorsa, bir uzmandan destek almalısınız.

Bu vesile ile, yeni eğitim öğretim yılında, eğitim camiamızın tüm mensuplarına başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Hepimiz için güzel bir eğitim yılı olsun.

Bir sonraki eğitim konumuzda görüşmek üzere.

Geleceği olan çocuklar yetiştirelim.

Sevgilerle,

Asiye KOCADEMİR

Eğitimci Girişimci Yazar

İSGEDER GENEL BAŞKANI

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol