Uzaktan eğitim sürecine alışmaya çalışırken ve sürekli yaşanan aksaklıklardan yılmış olan öğretmen ve veliler, okulların açılacağı açıklaması ile yeni bir karmaşanın içinde buldular kendilerini. Günü kurtarmaya yönelik genelgeler/yönetmelikler ile akıllarda soru işaretleri bırakarak düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Kervan yolda diziliyor da bu kadar da olmaz dedirtecek türden diziliyor. Sadece adı belli olan kervanın her şeyi yola çıktıktan sonra belirleniyor. Oysa eğitim, planlı ve programlı olmazsa eğitim olmaz.
Yüz yüze ve uzaktan eğitim konulu Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’ne ait yeni bir yazı ile 12 Ekim sonrası için nasıl bir uygulama olacağı açıklanmaya çalışılmış. Ama açıklamadan çok sorular oluşturmuştur. Şöyle bir değerlendirme yaparsak;
· Okul öncesi için belirlenen alt sınırlar varken üst sınırların olmayışı (en az 10 öğrenci için bir sınıf ve öğrenci az öğretmen fazla ise en az 5 öğrencilik sınıflar açılabilecek) fiziki ortamın uygun olmayacağı sınıflar için okul idaresinin keyfiyetine bırakılmış uygulamalar ortaya koyacaktır. İşgüzarlık ve tedbirsizliğin nelere mal olabileceği unutulmamalı ve sınıf şartlarına uygun üst sınırın da belirtilmesi gerekmektedir.
· Yine okul öncesinde çocuk kulüplerini açmanın gerekçesi nedir? En çok temasın olduğu yaş gurubu olan okul öncesi ve temas olmadan yapılamayacak etkinlikler için kulüp açmanın tek nedeni buraların kazanç kapısı olarak görülmesi değildir umarım.
· Yüz yüze eğitimde geçirilecek sürenin kısaltılmış olmasına bağlı olarak ders kazanımlarının azaltılması gerekmektedir. Kazanımların azaltılması için kademe geçiş sınavlarına konu sınırlaması da getirilmelidir. Bütün sistem sınav odaklı işlediği için değişim sınav konularının azaltılmasından başlamalıdır.
· Birleştirilmiş sınıflarda ve köy okullarında derslerin tamamı yüz yüze yapılacaktır, denilmektedir. Diğer okullar için belirlenen çizelgeden farklı olarak normal dönemde kullanılan çizelgelerin kastedildiğini varsayarak, bu okullardaki öğrencilerin daha uzun süre okullarda bulunacakları sonucu çıkarabiliriz. O zaman da bu okullardakiler farklı bir müfredat diğer okullar farklı bir müfredat mı uygulayacaklardır? Yoksa az önce belirttiğimiz gibi daha az sürede aynı müfredatı mı uygulayacaklardır? Şu çıkarım da mümkün! Dahası en net çıkarım bu, çünkü ders çizelgelerinin altında net olarak belirlenmiş. (örneği hesaplamayı açıklamak için vereceğim) ; örneğin ilkokul 4.sınıfta normal dönemde haftalık 8 saat olan Türkçe dersi için haftalık 5 saat yüz yüze eğitim uygulanacağı belirtilmiş. Geri kalan 3 saati uzaktan mı verilecektir? Evet, tablonun altında belirtilmektedir. Bu hesapla öğretmen, yüz yüze bir guruba 11 saat ders verecek 2 gün, diğer 2 gün de öbür guruba verecek 11 saat. Bu derslerin kalan kısmını uzaktan tamamlayacaksa 8 saat eder artan kısmı. Bir de hiç yüz yüze eğitim verilmeyecek olan dersleri uzaktan yapmak zorunda ki o da 7 saat ediyor. Toplam haftalık 37 saat ders yükü demektir.
· Öğrencilerin uzaktan eğitim yoluyla desteklenmelerine yönelik tedbirlerin okul idaresi tarafından alınacağı ibaresi; uzaktan eğitim alacak çocuklara araç, gereç sağlamayı kapsıyor mu? Burada ifade edilen nasıl bir destektir? Bu destek için okul idaresi öğretmene ekstra iş yükü getirecek midir? Somut bir ifade bulunmaması uygulamada keyfilik doğurur.
· Haftada ikişer gün ders yapılacağı belirtildikten sonra nasıl bir zorunluluk cumartesi günlerinde ders yapmayı gerektirir? Bu gerekçeler net olarak açıklanamaz mıydı?
· Uzaktan eğitimde kullanılacak platformlar için serbestlik sağlanması olumlu bir yaklaşım ama öğretmenin ders ücreti ödemesi için idarecilerin ispat ısrarı ortaya çıkabilir. Burada öğretmenin beyanının esas olması eklenmeliydi.
· Telafi eğitimi sürecinde de EBA üzerinden sınıf öğretmenlerinin alabileceği ders saatleri sınırlandırılmış ve maaş karşılığının ötesinde ders yapması mümkün olmadığından ek ders ücreti kaybına uğramıştı. Aynı durum şimdi tekrar ortaya çıkmaktadır. Sınıfların bölünmesi nedeniyle yeni norm açılmayacağı belirtilirken ders saatlerinin azaltılması nedeniyle de normun daraltılmayacağı belirtilmeliydi. Çünkü zaten derslerin kalan saatlerini uzaktan tamamlayacak olan öğretmenin haftalık ders saat sayısı ders ücreti alabileceği sınırın üstüne çıkmaktadır. Ayrıca okullarda nöbet görevi, EBA destek noktalarında görevlendirmeler yapılacağı da düşünülmelidir. Yüz yüze ve uzaktan eğitimin hazırlıkları birbirinden farklıdır. Bu hazırlık dönemi de öğretmen için ekstra iş yükü demektir. Yine öğretmenin 7/24 çalışması esasına dayalı bir düzenleme yapılmış.
· Hepsini geçtik diyelim, okulların temizlik gereksinimlerini karşılayacak bir bütçesi var mıdır? Okul velilerinden bağışlarla mı giderilecektir? Temizlik malzemeleri ve personel gereksinimi nasıl tamamlanacaktır? Küçük çocukların beden ve çevre temizliği konusunda ne kadar yeterli oldukları düşünülmektedir? Karantina koşulları da değiştirilmiş ve sınıfta bir öğrenci pozitif ise derslere devam iki öğrenci olursa karantina açıklaması yapılmıştır. Bunun bilimsel dayanağını bir açıklasın bize.
· Ve tabii ki en sakıncalı madde; yüz yüze eğitimin zorunlu olmayışı. Ailenin yazılı onayı ile çocuğun okula gönderilmeyecek olması. Zorunlu eğitimi zorunluluktan çıkarmış olduk galiba. Bu çocukların takibi nasıl yapılacaktır? Okula gelmeyen öğrenci hangi yolla eğitim alacaktır? Öğretmen okulda ders yaptıktan sonra okula gelmeyen öğrenciler için bir de uzaktan eğitim mi verecektir? Okula gelmeyen öğrencinin sınıf geçme durumu nasıl belirlenecektir? Almadığı bir eğitimi almış mı kabul edilecektir? Bir sınıfın tamamı okula gelmezse nasıl bir önlem alınacak, uygulama yapılacaktır?
· Zorunlu eğitim çağındaki çocukların eğitim haklarının aile tercihine bırakılmış olması bu ülkenin geleceğine vurulmuş bir baltadır. Özellikle kız çocuklarının okul terklerine nasıl engel olunacaktır? Çocuk işçiliği ile nasıl mücadele edilecektir? Parası olan ailelerin çocukları özel okul, özel ders desteği ile eğitimlerini kesintiye uğratmadan sürdürürken resmi okullara devam etmek zorunda olan düşük gelirli ailelerin çocuklarına okulu zorunluluktan çıkarmak o çocukların eğitim hakkını elinden almak demektir.
Görüldüğü üzere kervan gerçekten yolda dizilecek de yolda kervana uygun ne bulursak artık.
İLKAY KUMTEPE/09.10.2020